Page 8 - YILDIRIM BEYAZİD
P. 8
10
YILDIRIM BAYEZİD
Yakup Çelebi arkasına bakmış olsaydı, Kosova’ nın çok
gerilerde olduğunu anlayacaktı. Şimdi bunun farkında değildi,
istiyordu ki önündeki askerin ta mamı ya teslim olsun, yahut
kılıçtan geçirilsindi. îşte o zaman Hünkâr Gâzi’nin otağına
gidecek, “Padi şahım,” diyecekti. “Artık endişe duymaya mahal
yok tur. Haçlı Ordusu tamamen bertaraf edilmiştir. Müj deler
ola!”
Kim bilir artık Murad Hudavendigâr ne kadar mutlu
olur, diye sevinç çığlıkları atıyor; Onun alev alev yanan
yüzünü görerek, gözlerinin gurur yaşla rıyla ıslandığını
hissediyordu.
Öyle bir an geldi ki birden bire kalbi burkuldu. İçini acı
doldurdu.
Sendeler gibi olup, hançeresinin kuruduğunu, iman tah-
tasına kadar her yerinin sarsılarak içini ya kan bir sıkıntının
zuhur ettiğini anlamıştı.
Vesveseden kurtulamıyordu.
“Elbette bir şeyler olmuştur.” diye düşündü. “Aca ba, sevgili
karındaşı Şehzade Bayezid’e mi bir şeyler olmuştur?” diye
içi içine sığmıyordu. Aklından baba sı geçmiyordu, Onun
tarafında durum çok iyiydi. Et rafı muhkemdi. Evrenos Beğ,
Vezir-i Azam Ali Paşa ve diğer kumandanları, Hacı İl Beğ’e
kadar hepsi, sevgili padişahını kordon altına almışlar ve onu
mu hafaza ediyorlardı.
Babası rahmetlinin, nereden bilsindi ki şefkatli yüreği
ıstırapla çarpmış ve yaralı askerler içine dahil olunca, fırsat
kollayan bir Sırplı tarafından şehit edilmiş olduğunu...
Farkında olmadan bir an zihni karıştı.