Page 13 - YILDIRIM BEYAZİD
P. 13
15
YILDIRIM BAYEZİD
Birden çok asabi hâliyle etrafındakilere hâkim olan
Bayezid’in neler yapabileceği belli olmazdı. Fa kat onun nelere
sahip olabileceğini bilenler yok de ğildi.
Yakup Çelebi’yi nezaketiyle, gayreti ve cihada olan sadaka-
tıyla tanıyıp, onun ince ruhu ve hassasi yetiyle kabul edenler,
acele etmekte Bayezid’e de hak veriyorlardı ya bu gidişin
dönüşü olmaz ise, netice neye varırdı.
İnsanlar muhteris olabiliyorlardı.
Mevki ve makam hırsı ile yürekler her zaman aynı şekilde
atmazdı.
Bu ihtiras bazen bir kasırga hâlini alırdı. Gözler görmez,
kulaklar işitmezdi. Hatta babalarla, valide sultanlar ile dahi
cenk edilir; bir makam uğruna nice canlara kıyılabilir-
di... Tarihler tekerrür ede ede, bu günlere varılmıştı. Gerçi
Osman Gazi devrinden beri başta sevgi, saygı ve itaat vardı
amma bundan son rası acaba aynen böyle devam eder miydi?
Bunu Allah bilirdi. Çünkü Devlet sınıfları büyüdükçe, kos-
kocaman hükümdarlık mevkii ortaya çıkmış ve fakat bir
tarafta Bizans entrikaları, öbür tarafta Hristiyanlar, bünyeyi
kasıp kavuran casuslarıyla her zaman isyanlar çıkartabilecek
şekilde hilâl-haç kavgası ge lecek günlerin akıbetini meçhul
kılıyordu.
Bayezid’in endişesi aynı zamanda bu minval üzre idi.
Vezirler, kumandanlar ve din adamları, iki kar deş arasında
nasıl seçim yapabilirlerdi?
İşte zor olan da buydu.
Vezir-i Azam Ali Paşa, istemediğini belli etme meye azami
gayreti göstererek: