Page 10 - AŞKIMI TAŞLA YAZDIM
P. 10
12
AŞKIMI TAŞLA YAZDIM
suyuna ulaşılan en kestirme yoldur. Bu Koramaz Dağı, önemli
bir gözetleme kulesi gibidir. Bu tepeyi elinde tutanlar, yol-
culara hep buradan geçit vermişler. Selçuklu Sultanlarından
sarayını buraya yaptırmayı düşünenler olmuş… Şimdi adamlar
gelip bizim üzerimizden geçecekler. Düşman ordusunun geldi-
ğini düşünün hele. Bu mağaralar olmasa, buradaki insanların
hepsini talan edip giderler…
Yusuf Usta, söylenene hak verdi:
— Doğrudur, biz bugün rahatız böyle bir korkumuz olma-
dığı için şimdi kış atölyesi olarak kullanıyoruz. Ama bir düş-
man saldırısını düşünün hele. Şuradan Ermenilerin birden
çıkıp geldiğini düşünün hele. Eğer bu mazgalları kapatan şu
büyük seten taşları olmasa hâlimiz harap. Allah devlete zeval
vermesin. Güvenliğimiz yerinde de, ‘bunlar olmalı mıydı,
olmamalı mıydı?’ gibi lüzumsuz şeyleri tartışıyoruz.
Gelenlerden bir başkası, Yusuf Usta’nın sözünü kesti:
— Bakın hele şu mağaralara. Hepsi birbirine geçiş kapı
ve daracık koridorlarıyla bağlı. Bu köyü, olduğu gibi aşağı-
da inşa etmişler. Burayı yapanlar, kaç asır önce yaptılar, ne
kadar insanla yaptılar, ne kadar zamanda yaptılar?.. Bunları
bilmiyoruz ama onlarca yıl çalışmışlardır bu kocaman köyü
kocaman bir yer altı köyüne dönüştürmek için. Zor oyunu
bozuyor. Eğer güvenlikleri yerinde olsaydı, bu yeraltı şehrini
niye kuracaklardı?
Bu arada iki farklı kutup bir araya gelince ister istemez bir
itip kakma olacaktı. Papaz’ın ürkek duruşu Mustafa Ağa’ya
beklediği fırsatı vermiş olmalı ki, bir ay kadar önce tartıştık-
ları meseleyi tekrar ortaya sürdü. Onun derdi, bu genç adamı