Page 10 - KUŞ KÖPRÜ
P. 10
11
KUŞ KÖPRÜ
O esnada olayı fark eden Fatma, onların yanlarına gelerek:
“Roman bu!” deyip elindeki Küçük Ağa isimli kitabı gösterdi.
Sonra da: “Aradığı arkadaşı da benim!” diyerek tanışmak için
elini Ali’ye uzattı. Ayaküstü tanıştılar ancak Ali hâlen şaşkındı.
Ne olup bittiğini tam olarak anlayamadı... Zeynep ise yanlış
anlaşılmaması için utangaç bir tavırla Ali’ye şunları söyledi:
— Pardon! Arkadaşımla ben, almak istediğimiz Küçük
Ağa isimli romanı bu kırtasiyede bulabileceğimizi düşündük.
Bu yüzden de buluşma yeri olarak burayı seçtik. Ben içeri
girdiğimde arkadaşıma bakınırken siz, bana ne istediğimi
sorunca o an ne söyleceğimi bilemedim. Çünkü aradığımız
kitabı arkadaşımın bulup bulmadığından emin değildim. Bu
nedenle de sorunuz karşısında lafı eveleyip geveledim.
Zeynep bu açıklamalarından sonra: “Oh Be! Nihayet der-
dimizi anlatabildik!” diyerek espri yaptı. Bunun üzerine üçü
birden gülüştüler.
Ali, onlara başka isteklerinin olup olmadığını sordu. Onlar
da Ali’ye teşekkür ederek kırtasiyeden ayrıldılar. Küçük adım-
larla dalgın bir şekilde yürüyen Zeynep’in aklı hâlâ o ola-
yın etkisindeydi. Kendi kendine tebessümde bulunuyor ve
Fatma’ya çeşitli sorular yöneltiyordu:
— Sen Ali’yi ne zamandır tanıyorsun?
— Yaklaşık bir yıldır.
— Hımm! Öyle mi? Peki Nasıl biri?
— Niçin sordun?
— Hiç! Öylesine...
İki arkadaş kaldırımlarda sıralanmış mis gibi kokan akasya
ve çınar ağaçlarının arasından hızla ilerleyerek Ar Sinemasına
yaklaştılar. Saat 12.30 civarıydı ve film başlamak üzereydi...
Zeynep ve Fatma, biletleri daha önceden almış oldukları
için içeriye rahatça girip yer bulabilmişlerdi. Işıklar sönmüş
ve filmin başlaması için gong sesi duyulmuştu. Birkaç frag-