Page 4 - SELAHADDİN EYYUBİ
P. 4
6
SELAHADDİN EYYUBÎ
Selahaddin Eyyubî hazretleri, Otağ’ında en güzide yaverle-
rini toplamış, Büyük Haçlı ordusunun Filistin topraklarında
hezimete uğraması için istişarede bulunuyordu.
Bir gün düşmana karşı koyacak, son kozunu oynayacaktı.
Bu ülkenin efendisi ve hakikî sahipleri olarak, böyle yapması
icap ederdi. Her zamanki gibi düşman püskürtülecek, kalp-
leri imanla dolu Müslüman orduları, onları, geldikleri yere,
bir daha teşebbüse geçmemek üzere geri göndereceklerdi...
Büyük Otağ’ın önünde, etrafına yuvarlak bir halka hâlinde
sıralanmış tam teçhizatlı kumandanlar harp planlan hakkında
bilgilendirilirken, felaketin koptuğu yerde, ayağından hançer
yarası alan Sultan Mahmud, sendeleyerek, bazen yerde sürü-
nerek, bir an evvel Selahaddin Eyyubî’ye varmak istiyordu.
Kimdi o? Selahaddin Eyyubî diye anılan, Haçlılara dehşet
veren ünlü sultan kimdi?
O’nun kısaca hâl tercemesi üzerinde durmak icap ederse şu
denilebilir: Kahraman olarak yetiştiğinin delilini teşkil eden
mazisi araştırıldığında, bir insan-ı kâmil’in hayat hikâyesini
tam anlamı ile bulmak mümkündür.
Amir Necmeddin Eyyub oğlu, Selahaddin Eyyubî...
Aslen Azerbaycanlı idi ve o ülkede Müslüman bir soydan
gelmişti... Yıl 1138!
Babası Eyyub! Azerbaycan’ın asil ve necip bir aile reisi.
Fakat Azerbaycan’da tedirgindirler. Bu topraklar onlara dar
gelmekteydi. Savaşmak istiyorlar. Yayılmak, Selçuk Sultanla-
rının bulunduğu ülkeye göç etmek iştiyakı içinde yaşıyorlar.
Selahaddin’in amcası Şirguh’tur. O da babası gibi kalbi imanla
dolu bir cengâverdir.