Page 13 - SELAHADDİN EYYUBİ
P. 13
15
SELAHADDİN EYYUBÎ
yapamaz! Şimdi, bizim aşkla, gönül oyunlarıyla uğraşmaya
vaktimiz yok. Bunu düşünmemeliyiz. Her şeyden evvel, bütün
Hıristiyanlık âlemine karşı yüzümüzün akı ile çıkmalıyız ve
göğüs gere gere Mukaddes Filistin topraklarını ele geçirdik
diye şövalyelerimizin kahramanlıklarını bir bir anlatmalıyız.
Bu kaçıncı sefer oldu... Kaçıncı hezimete düştük. Muvaffak
olmadan döndüğümüz takdirde bizi ülkemiz kabul etme-
yecektir. Bütün açık kapılar kapanacaktır. Belki de, elbette
aforoz edileceğiz. Kimimiz karımızı, kimimiz çoluk çocu-
ğumuzu, kimimiz en yakınlarını, her şeyini feda ederek bu
sefere çıktık. Kıta Avrupa’da hâlâ şatolara baskı yapılmakta
ve asker toplanmaktadır. Filistin bir gün işgal edilecek ve
kutsal Kudüs şehri Müslümanların elinden kurtarılacaktır.
Prens Würzer istihfafla dudaklarını buruşturdu ve elini
gökyüzüne kaldırarak:
— Tanrı şahidim olsun ki, Selahaddin Eyyubî bizden daha
çok cesur, bizden daha kuvvetli, bizden daha çok atiktir.
Duyduğumuza göre, o da Richard’ı pek merak etmiş olacak
ki, mutlaka kendisiyle karşı karşıya gelmek istiyor.
— Peki Richard’ın bundan haberi var mı?
— Olmaz mı? Arada çok sayıda casuslar var. Bunların
bir kısmı kılık değiştirmek suretiyle bazen çöl sakini olarak
karşı tarafa geçmekte ve halkın ne dediğini, neler istediğini
öğrenerek bize intikal ettirmektedir.
Bu sırada boylu boslu, engin ve mütevazı bir Müslümanın
alacakaranlıkta kendilerine doğru geldiğini hisseden Alman
Prensi Würzer hayretle irkildi ve:
— Kimsin, diye bağırdı.